Obezitenin giderek yaygınlaştığı ve günümüzde çocuklarda da ciddi oranda görülmeye başladığı bu dönemde çocuklarda yanlış beslenmenin temellerini atan ne yazık ki bizler oluyoruz. Gürbüz olsun, sağlıklıdır mantığıyla yedirdiğimiz çocuklarımızın gelecekte önlerinden kilo alıyorsun diyerek yemek kaçırmaya başlayabiliyoruz. Bu dönemde anne babaların en çok kafasına takılan soruların yanıtlarını sizler için derledik…
Çocuklarda kilo verme isteği, diyet
yapma veya dış görünümüne takıntılı olma hali ne kadar normal?
Genellikle erken ergenlikle 11 yaş civarında dış görünüme takıntı başlar. Dış görünüme önem verme durumu ne giydiği ne kadar yakıştığı, dolayısı ile kilosu ile de ilgilidir. Bu dönemde spora da diyet yapmaya da ilgi başlar. Buraya kadar her şey gayet normaldir. Ancak çocuğun aileden, okuldan ve yakın çevreden aldığı yanlış öğretiler bu işi bir takıntıya dönüştürebilir. Zayıflığın güzel olduğu, kilonun ise çirkin olduğu öğretiliyorsa, sıkıntı başlar. Artık fiziksel güzelliğin önemli bir parçası ‘zayıflık’ haline gelir. Son yıllarda toplumun dayattığı ‘ideal vücut ölçüleri’ nedeniyle, diyet yapmak, iyi beslenmenin yerini almış, takıntılı ve periyodik olarak diyet yapılmaya başlanmıştır. Bu durumu en çok ergenlerde ‘yeme bozukluğu’ ile karşımıza çıkar. Toplumlarda % 15-50 arasında olan yeme bozukluğu kız çocuklarında ne yazık ki erkeklere oranla 1.5 kat daha fazla görülür.
Yeme bozuklukları,
- Anorexia nervosa,
- Blumia nervosa
- Sınıflandırılamayan yeme bozuklukları olarak 3’e ayrılır.
Anoreksiyada kişi, olması gereken vücut ağırlığının en alt sınırına inmeye çalışır. Ne kadar zayıflasa da daha zayıf olmak için yeni bir hedefi vardır. Vücut ağırlığının yaklaşık % 50’sini kaybeder. Örn, 60 kiloda ise 30 kiloya kadar iner ve yine de kendini yeteri kadar zayıf görmez.
Blumia’da, anoreksiyadan farklı olarak ‘tıkınırcasına’ yeme atakları vardır. Ardından suçlu hisseder, kilo alma korkusu yaşar ve ‘arınma’ dönemi gelir. Burada genellikle kusar veya aşırı egzersiz de bu arınmanın yerini tutar. Aşırı egzersiz yapma ihtiyacı genellikle erkek çocuklarda görülür. Aileler, bu durumu genellikle çok geç fark eder. Çocuk büyütürken ailenin vereceği en önemli mesaj, hangi kiloda olursa olsun, annenin ve babanın onu sınırsız seveceği mesajıdır.
Çocuk diyeti diye bir şey var mı?
Minimum kaç yaşından itibaren çocuğun fazla kilolu olup olmadığı anlaşılır?
Çocuklarda ‘diyet yapmak’ denilen şey, genellikle toplumun verdiği isimdir. Bilimsel anlamda ise, gerçekte alması gereken kalori, vitamin mineral ve diğer besin öğelerini % 100 karşılaması, böylece büyüme ve gelişmenin desteklenmesi, aynı zamanda gereksiz kalorinin günlük beslenmesinden uzaklaştırılmasıdır. Ancak böyle bir programla çocuk ya da ergen yavaş ve sürekli bir kaybı yaşar ve sağlıklı beslenmeyi öğrenir. Kesinlikle düşük kalorili ve hızlı kilo kaybı sağlayan diyetler önerilmez. Her yaş için fazla kilo değerlendirilebilir ve bu sorun Dengeli ve Sağlıklı Beslenme şekliyle de çözülebilir.
Ailede olmadığı halde çocuğun dış
görünüme fazla takıntılı olması konusunda ebeveynlere düşen görev nedir?
Dış görünüme takıntı, genellikle başka bir mutsuzluğunun ifadesi olabilir. Çocukla doğru iletişim kurarak, belki de yardım alınarak çözülmeye çalışılmalıdır. Kilosu ve dış görünüşüne bağlı olmaksızın ailenin her zaman yanında olduğu ve onu sevdiği mesajı verilmelidir. Örn; çok kilolu görünen bir çocuğunuz var ve spor salonlarına götürüyorsunuz. Belki de çabalıyor ve ayda ancak 1-2 kg verebiliyor. Ancak siz bardağın dolu tarafından bakmıyorsunuz. Çocuğunuza sürekli vermesi gereken kilolardan bahsediyorsunuz. “5 kg daha vermelisin, az vermişsin!”, cümlesi, sizin onun başarısını görmezden geldiğinizi gösterir. Olması gereken ‘Aferin 2 kg vermişsin!’ olmalıdır. Yapabileceği ayda 2 kilodur ve daha fazlasını beklemek yanlış olur.